|
||
Dr. Öğretim Üyesi Ufuk DAĞLIOĞLU'NUN YAZISI: | ||
Ankara Yıldım Beyazıt İlahiyat Fakültesi’nin düzenlemiş olduğu “İslam Medeniyetinde Âlim -2- Mehmed Emin Er Sempozyumu”nda “İslam’ın Rükünleri” başlıklı sunumumuzda yer alan İman, İslam ve İhsan kavramlarına her hafta sırasıyla yer verilecektir. Bu üç husus İslam dininin üç temel taşı olup her Müslümanın ebedi saadeti için bu konuları bilmesi önem arz etmektedir. | ||
GENEL Haberi | ||
|
||
|
||
Ankara Yıldım Beyazıt İlahiyat Fakültesi’nin düzenlemiş olduğu “İslam Medeniyetinde Âlim -2- Mehmed Emin Er Sempozyumu”nda “İslam’ın Rükünleri” başlıklı sunumumuzda yer alan İman, İslam ve İhsan kavramlarına her hafta sırasıyla yer verilecektir. Bu üç husus İslam dininin üç temel taşı olup her Müslümanın ebedi saadeti için bu konuları bilmesi önem arz etmektedir. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ufuk DAĞLIOĞLU Haftalık ele alacağımız konular sırasıyla şöyle olacaktır:
1.1. İmanın tanımı. 1.2. İmanın rükünleri. 1.3. İcmâlî ve tafsîlî iman. 1.4. Tevhit. 1.5. Küfür nedir? 1.6. Küfür, şirk ve nifak çeşitleri. C.2. İslâm. 2.1. Amel-i sâlihin tanımı. 2.2. Amel çeşitleri. C.3. İhsan. 3.1. İhsanın tanımı. 3.2. Tasavvufun erkânı. 3.3. Tasavvufun vâcibâtı. 3.4. Batinî haramlar. 3.5. Allah’a itaat etmeye mâni olan dört engel. 3.6. Nefse ârız olan dört husus. 3.7. Nefse gereken beş hususiyet. 3.8. Nefs hastalıklarının tedavileri. 3.9. Şeytanın hileleri ve bu hilelere karşı çözüm yolları. 3.10. Tövbe, şartları ve erkânı. 3.11. Râbıta.
Dinin farklı tanımları vardır.
‘Dünyada salâha’ demek; iyi, güzel, hoş, adilane, faydalı şeylere ulaştırması demektir. Felâhın ise iki anlamı vardır. Umduğuna kavuşmak, korktuğundan emin olmak. Yani din korktuğumuz cehennemden bizi korurken, umduğumuz cennete kavuşmamızı sağlamaktadır. Bunun en güzel örneği kapıları olmayan bir şehre uğramış olan Zü’l-Karneyn’in o şehir halkı hakkındaki kanaatidir.
Bu beş hüküm; farz, haram, mendûb, mekrûh ve mubahtır. Bu beş hüküm usûlcülere göredir. Burada vâcib hükmü farzın içine, sünnet de mendûbun içerisine dahildir. Dolayısıyla mezhepler bir meselenin hükmü hakkında bu beş hükümden herhangi birisi üzerinde ittifak etmişlerse o dindir. İhtilaf etmişlerse içtihattır, mezheptir. Örneğin abdestte yüzün yıkanmasının farz olduğu hakkında ittifak vardır. Dolayısıyla yüzün yıkanmasının farz oluşu dindir. Ancak yüzün sınırlarının neresi olduğu konusu ihtilaflıdır. Kimine göre ağız ve burun içi yüzden sayılırken, kimine göre yüzden sayılmamaktadır. Dolayısıyla bu görüşlerden birini kabul edip diğerini reddetmek/tercih etmemek dini reddetmek anlamına gelmez. İçtihatlardan yani mezhep görüşlerinden birini tercih edip diğerini kabul etmemek anlamına gelir. Başörtüsünün farz olduğu hakkında ittifak vardır. Dolayısıyla bu dindir. Reddedilmesi küfre götürür. Zira o itikâden farzdır. Uygulama açısından ise fürûdur. Yani başörtüsünün farz olduğunu kabul eden biri bu emri çiğnerse dinden çıkmış olmaz, âsi/fâsık olur. Şarap için de aynı durum söz konusudur. Şarap içmek ittifakla haramdır. Öyleyse onun haram hükmü dindir. Birisi; “Şarap içmek haram değildir.” demekle küfre girerken bir diğeri haram oluşunu kabul ettiği halde çokça içki tüketse bile dinden çıkmış sayılmaz, fâsık olur.
Yüce Allah (c.c.) bizden hem iman hem de amel istemiştir. Kişi hem iman eder hem de amel-i sâlih yaparsa bu kişinin dinine din-i kâmil adı verilir. Bu din kişiyi doğrudan cennete götürür. Nitekim Asr suresinde bu durum açıkça ortaya konmuştur. Ancak kişi iman ettiği halde imanının gereği alan amel-i sâlihi yerine getirmezse bu dine din-i nâkıs adı verilir. Bu din sahibini ebedi cehennemde kalmaktan kurtarabilir. Allah’ın lütfu olmaz ise doğrudan cennete götüremez.
|
||
|
||
Etiketler: Dr., Öğretim, Üyesi, Ufuk, DAĞLIOĞLU'NUN, YAZISI:, |
|
||
|